gezelim görelim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gezelim görelim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Ağustos 2014 Cuma

Sapanca

           Yine uzun zamandır yazmak isteyip de yazamadığım bir gezi yazısı.. Şimdiden söyleyeyim bol fotoğraf içerir.. Sanırım yazmak yerine fotoğraflamak karşı taraf için daha tatmin edici oluyor.. Hoş gerçi Sapanca'da fotoğrafsız asla anlatılmazdı.. Neyse gelelim kısa seyahatimize.. Beş yıllık evliyiz ve bu beş yıldır bir türlü uydurup gidememiştik Sapancaya..Haziran ayında çıktık yola.. Zaten bir gece kalıp geri dönecektik..Gitmeden önce baya bir araştırma yapmıştım nerede kalırız, nerede yemek yeriz vs.. 
         Ankara'dan çıktık yola 2.5 saat sonra vardık Sapancaya.. Karnımız açtı ve kahvaltı etmemiz gerekiyordu.. Tercihimizi Derin Irmak Restaurant'dan yana kullandık.. Gerçekten büyüleyici bir yer.. Yemyeşil bir alanda ( hoş gerçi Sapanca'da yeşil olmayan yere pek rastlayamazsınız) doğa ile iç içe, huzurlu ve kendinizi aile ortamında hissetmek istiyorsanız mutlaka uğramanız gereken yerlerden birisi.. Kahvaltı menüsü oldukça zengin ve fiyatlar makul..




     

         Karnımızı doyurduktan sonra sıra konaklayacağımız yere gitmeye gelmişti.. Green Blue Park Hotel'i ayarlamıştık ve tekrar gitmek kısmet olursa tercihimi yine aynı yerde kullanacağım sanırım çünkü biz çok memnun kaldık.. Yemyeşil ve geniş alanda, göle sıfır bir ortamda sevimli evciklerin olduğu çok huzurlu ve sakin bir yer.. 



            Bavullarımızı yerleştirdikten sonra sıra geldi kısa Sapanca gezimize.. İlk hedefimiz Kartepeydi.. Mevsim yaz olmasına rağmen biz gelmişken gidelim dedik.. Oranın bol oksijenli havasını içimize çekmek istedik.. Arabayla yaklaşık 20 dk'da ulaşabiliyorsunuz Kartepeye.. Hava 29 dereceden bir anda 10 dereceye düştü gerçekten çok eğlenceliydi :) Daha sonra telesiyejle zirveye çıktık ve bir süre sonra sis her yeri kapladı tabi benimde fotoğraf çekme serüvenim yarıda kaldı.. Ama en tepede gerçekten manzara müthiş.. Bir tarafta Sapanca Gölü diğer bir tarafta ise eşsiz güzelliğiyle körfez manzarası..




                                                                 Sapanca gölü 


                                                              Marmara Denizi

            Ortalığı yoğun bir sis kaplayınca ve soğuktan duramayacağımızı anlayınca aşağı inmeye karar verdik.. Kartepe'de ki dinlenme tesisi de oldukça sevimli bir yer.. 



            Sıra Spanca'nın meşhur sahiline gitmeye gelmişti.. Burada manzara yine çok güzeldi.. Çay içebileceğiniz, yürüyüş yapabileceğiniz, yemek yiyebileceğiniz bütün imkanlar var.. Gün batımına denk gelmesi de ayrı bir keyifli oldu.. Akşam yemeğimizi yedikten sonra bugünkü gezme faslımızı kapattık..





            Ertesi gün en son durağımız Natürköydü.. Hafta sonuydu ve haddinden fazla kalabalıktı..yine çok ama çok güzel bir doğa harikası.. İki dağın arasına kurulmuş bir tesis.. Her yer yemyeşil.. Ortadan bir dere akmakta , yani anlatmakla pek olmuyor aslında kesinlikle gidip görülmesi lazım :) Burada da yine kahvaltı edebileceğiniz bir çok mekan var.. Tepede ise konaklama yeri.. Eminim burada konaklamakta çok keyifli olmalı tüm gün dağ havası.. 









            Bu kısa tatilimiz de gerçekten her şey dört dörtlüktü.. Hiç pişmanlık yaşamadım.. Umarım size de küçükte olsa faydalı olup bir kaç fikir verebilmişimdir, lakin ben çok ihtiyaç duyuyorum böyle öneri ve fikirlere.. Sapanca dönüşü Abant'a uğradık ama o da öbür yazımda inşallah.. 

16 Haziran 2014 Pazartesi

Beypazarı Yolcuları

       Ankara da yaşıyorum ve 24 yıllık hayatımda Beypazarı'na hiç gitmemiştim, ta ki geçen hafta sonuna kadar..Oraya gidip gördükten sonra bunca yıldır nasıl gitmedim bu şirin yere diye hayıflanmadım da değil hani..Ankara dan arabayla çıktık yola 100 km sonra vardık Beypazarı'na..Zaten gezebileceğiniz yer merkez olduğu için direkt merkeze geldik..İlk gümüşçüler çarşısına gittik ama koca çarşıda maalesef zevkime uygun tek bir şey bulamadım, çok da önemli değil açıkçası..
       Çarşıdan çıktık ve attık kendimizi dar ve sevimli Beypazarı sokaklarına..Burada istediğiniz gibi alışverişinizi yapabilirsiniz..Beypazarı'nın meşhur havuç suları,kuruları,pestilleri,evleri,güveçleri her şeyi burada bulabilirsiniz..

        Beypazarı'nın bütün sokakları ki özellikle resimde gördüğünüz sokak, girdiğiniz andan itibaren çok hoş Beypazarı kurusu kokar..Kokunun kaynağını arar durursunuz, almayacağınız da varsa o kokuyu teneffüs ettiğiniz anda kendinizi direkt bir dükkana girip kuru alırken buluvereceksiniz:)



       Bu simitlerin adı göz doyuran simitlermiş..Gerçekten bir hayli büyüklerdi..



        Eveet karnınız acıktı ne yiyeceksiniz? Gitmeden önce küçük bir araştırma yaptık ve bize Taş Mektep adlı tarihi bir mekanı önerdiler..Gerçekten çok memnun kaldık..Hem lezzetiyle hem de fiyatlarıyla çok uygundu..Burada klasik bir Beypazarı menüsü oluşturmuşlar fix menü diye geçiyor..İçerisinde tarhana çorbası,etli sarması,Beypazarı güveci,koca bir bardak ayranı ve de 80 katlı baklava yer almakta..Benim çok ama çok hoşuma gitti..Özellikle güvecin tadı bir harikaydı..


        
      Bahsettiğim fix menü..O kadar sabırsazlanmıştım ki yemek için resmini son anda telefonumla çekebildim:)

       
         80 katlı Beypazarı baklavası...


         Höşmerim ya da höşmelim.. zaten çok severim ama açıkçası buranın kini ayrı bir sevdim..Ben daha önce Konya da tadına bakmıştım ama yapılışları ve tatları çok farklıydı..Kesinlikle çok hafif ve insanı baymıyor..


         Karnımızı doyurduk ve gezintimize kaldığımız yerden devam ettik..

     
        Sokak arasında sevimli mi sevimli bir cami, İncili Camiymiş ismi de..Benim çok hoşuma gitti..



        Beypazarın da yaşanılan hayatlardan kısa bir kesit..






          Fotoğraf çekebileceğiniz en eğlenceli mekanlardan..Hediyelik eşya tarzı bir şey arıyorsanız kesinlikle burayı ziyaret etmelisiniz..ErdemliHan SanatEvi...



          Tarihi dokusuyla önem kazanan Beypazarı'ndan, yine tarihi dokular taşıyan eski bir kapı ve penceresi...



          Ve son olarak güneş tam da batmak üzereyken çıktık Hıdırlık Tepesine..Tüm Beypazarı'nı ayaklarınızın altına alırken bir yandan da semaverde çayınızı içiyorsunuz..Ben çok sevdim burayı hem havadar, hem manzara müthiş hem de bol bol fotoğraf çekme imkanı :)  

         Sanırım Haziranın ilk haftası burada festivaller düzenleniyormuş..Gitmeyi düşünüyorsanız bu tarihlere denk getirmeye çalışın derim..İyi eğlenceler..



19 Mayıs 2014 Pazartesi

Antep'e Yolculuk

    MEMLEKET HAVASI
     Antep , memleketim diye söylemiyorum gitmediyseniz bir an önce ayarlayın ve gidin derim.. Hoşgerçi benimde uzunca bir aradan sonra ikinci gidişim oldu..
     Gezilecek , görülecek çok yer var..Tadacağınız çok lezzet var bana kalırsa bir güne sıkıştırmayın derim..
     Biz de uzun bir planlamanın ardından Ankara'dan çıktık yola..yollar zaten çok güzel 7 saatlik bir yolculuğun ardından vardık Antep'e..Bizim Antep'te kalışımız biraz uzun sürdü amaç büyükleri ziyaretti çünkü.. bizde hem ziyaret hem de bol bol gezme yapalım dedik ve başladık Antep'i karış karış gezmeye :)
      Çocuklu bir bayan olunca ilk istikametimiz mecburi Gaziantep Hayvanat Bahçesi oldu..Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun alan olarak birinci , Avrupa'nın ikinci , Dünya'nın ise üçüncü büyük hayvanat bahçesiymiş..Gerçekten o kadar büyüktü ki tüm günümüzü aldı diyebilirim..Peyzaj düzenlemesiyle, bol yeşilliğiyle bir o kadar da bakımlı olmasıyla benden tam puan aldı..İsterseniz at binme ve binicilik dersi de almanız mümkün..










      Ertesi gün Antep'in çarşısına gitmeye karar verdik..Erken kalkmamız gerekiyordu çünkü Katmerci Zekeriyya Usta'da katmer yiyecektik..küçük bir ekleme eğer sizinde böyle bir niyetiniz varsa saat on ikiden önce katmerinizi yemeniz gerekiyor..Odun ateşinde pişen katmerimizi ve çayımızı içtikten sonra Bakırcılar Çarşısına geçtik..500 yılı aşkın geçmişiyle, bakır işletmeciliğinin hala devam ediyor olmasıyla insanda hayranlık uyandıracak bir yer gerçekten..Eğer Antep'ten bir şeyler alayım diyorsanız kesinlikle alışveriş için gideceğiniz tek mekan diyebilirim..Çarşı gezilir de Tahmis Kahvecisine gidilmez mi? Burada da Menengiç kahvemizi içtik ve kaleye doğru yola koyulduk..Amacımız Emine Göğüş mutfak müzesine gidip kaleye çıkmaktı ama maalesef iki yerde kapalıydı..Bana da uzaktan kalenin fotoğraflarını çekmek düştü..Yine küçük bir dipnot karnınız acıktıysa kesinlikle İmam Çağdaş'a gidip yemek yiyin derim..Karnınızı doyurabileceğiniz bir diğer mekan ise Halil Usta..










      Mutfak müzesine gidemedik ama Oyuncak Müzesine gidebildik..İyiki de gitmişiz o kadar nostaljik o kadar sevimli bir yer ki her oyuncağın bir hikayesi var..Her yaştan insanın gidip küçük de olsa kendinden bir şeyler bulabileceği, eski zamanlara yolculuk edeceği bir yer..1830'lar dan günümüze kadar her yılın oyuncağı mevcut..


 













      Oyuncak Müzesiyle birlikte Çarşı serüvenimize de son vermiş bulunmaktayız.. Size, son olarak gitmenizi tavsiye edeceğim yer ise Botanik Park..Tabii bol bol vaktiniz varsa..Burada gözünüz emin olun yeşile doyacak..Zaten Antep'in bütün parkları çok bakımlı ve yemyeşil ama burası ayrı güzellikte bir yer..Bol bol fotoğraf çekinebileceğiniz bir mekan..çok büyük değil küçük ve sevimli bir park.. 








       Kısa bir özet geçmek gerekirse Antep gerek tarihi dokusuyla , gerek damak kültürü ve lezzetiyle, gerekse yemyeşil parklarıyla kesinlikle gidip görmeniz gereken şehirler arasında yerini almalı bence :)