30 Mayıs 2014 Cuma

Hayaller ve Rüyalar Şehr-i İstanbul

   Bir Varmış Bir Yokmuş...
      İstanbul'la ilgili burada tabii ki de uzun uzun şeyler yazmayacağım..Onun yerine çekmiş olduğum fotoğraflarıma yer vereceğim..Umarım gözünüz biraz da olsa İstanbul'a doyar :) İyi seyirler.. 








"Dünyaya son kere bakacaksın deseler , bu bakışı İstanbul'un Çamlıcasın'dan isterim.."


          Ekmek kavgası..Tıpkı insanlar gibi..




      Ortaköy'de yediğiniz kumpirin tadını hiçbir yerde bulamazsınız..



                           
        "Ah İstanbul! Beni büyüleyen isimlerden en çok büyüleyeni yine sensin"


     "Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden..Martılar konuyor omuzlarıma , gözlerin İstanbul oluyor birden.."


   
       "İstanbul'a sahip olan bütün dünyaya hükmeder..Dünya tek bir devlet olsa idi , başkentinin İstanbul olması gerekirdi.."




     
    

28 Mayıs 2014 Çarşamba

Sütlü Mantar Çorbası

    Mantar çorbasını çok ama çok severim..Hele bir de sütlü olunca paha biçilemez :) Kesinlikle sütlü çorbaların mideyi rahatlattığını düşünüyorum..Hele bir de mevsim kışsa, o içinize verdiği sıcaklık muhteşem bir duygu gerçekten..Sizde bu muhteşem duyguyu yakalamak istiyorsanız buyurun tarife..


        Malzemeler: Bir kase dolusu doğranmış mantar
          3 çorba kaşığı un
          2 su bardağı süt
          4 bardak su
          2 yemek kaşığı tereyağ
          tuz
          
      Yapılışı: Mantarlarımızı mümkün olduğunca küçük doğruyoruz..Tencereye tereyağımızı koyup eritiyoruz.. mantarlarımızı ilave edip mantarlar suyunu verip, tekrar çekene kadar kavuruyoruz..Su bardağına unumuzu koyup, suyla birlikte iyice açıyoruz, tencereye ekliyoruz..Daha sonra önce sütümüzü sonra suyumuzu en sonda tuzumuzu ilave edip çorbamız kaynayana kadar karıştırıyoruz..Üzeri içinse ben tereyağında pul biber yakmayı tercih ettim..Taze nane ya da dereotu da çok yakışıyor..


27 Mayıs 2014 Salı

Tas Kebabı

      Tas kebabı her şehirde, her yörede pişmekte ve yapımı kolay olduğundan sıkça tercih ettiğimiz yemekler arasındadır..Dedim ya her yörede pişiyor, herkesin tas kebabı da kendine özgü bir hal alıyor :) Aslında ismini duyunca çok uğraşılacak bir yemekmiş gibi geliyor insana; kebap sonuçta..Ama ne var ki işin aslı öyle değil..Son derece zevkle ve kolaylıkla yapıp afiyetle yiyebilirsiniz..


         TAS KEBABI (6 KİŞİLİK)
     
        Malzemeler: 500 gr. kuşbaşı şeklinde doğranmış kuzu eti (isterseniz dana eti de kullanabilirsiniz)
         3 adet sivri biber
         2 adet domates
         Büyükse 1 küçükse 2 adet kuru soğan
         2 diş sarmısak
         1 tatlı kaşığı domates salçası
         3 veya 4 adet patates
         Sıvı yağ 

        Yapılışı: Tavamızda yağımızı iyice kızdırıyoruz..Kızan yağımıza etlerimizi ekleyip yüksek ateşte renkleri dönene ve hafif yumuşayana kadar soteliyoruz.. Daha sonra doğramış olduğumuz soğan , sarmısak ve biberlerimizi etimize katıyoruz..Birlikte biraz daha soteliyoruz..Küp küp doğradığımız domatesleri de ilave ediyoruz..En son tavaya salçamızı ve sıcak suyumuzu da ekleyip kapağımızı kapatıp kısık ateşte etimizin pişmesini bekliyoruz..Ara ara bakıp suyu azalınca su ilave edebiliriz ta ki etlerimizi iyice pişene kadar..
       Etimiz pişerken biz de patateslerimizi halledelim..Pateteslerimizi de resimde görüldüğü üzere küp küp doğruyoruz ve kızartma tavamızda kızartıyoruz..
       Pişen etimizin altını kapatıp tuzunu ilave ediyoruz..Sıra geldi servise..Servis yapacağımız tabağın altına etimizi üstüne de kızarttığımız patatesleri koyup afiyetle yiyoruz.. 


Havuçlu Kabak Salatası

     Bizim evde pek fazla kabak yemeği yenmez..Ya kızartmasını yaparım ya da salatasını ki favorim kesinlikle bu salata..Zaten kabağı yoğurda ayrı bir yakıştırıyorum..Az piştiğinden dolayı da vitaminini kaybetmemiş oluyor..Yapım aşaması ise son derece pratik..


       Malzemeler: 1 adet kabak
        3 ya da 4 adet havuç (küçükse 3 büyükse 4 adet)
        1 çay bardağı ufalanmış ceviz
        1 çay bardağı sıvı yağ
        2 su bardağı yoğurt
        2 diş sarımsak
       
       Yapılışı: havuç ve kabaklarımızı rendeliyoruz..Tavamıza yağımızı koyup rendelediğimiz sebzelerimizi katıyoruz..Yüksek ateşte hafif renkleri dönene kadar soteliyoruz..Yoğurdumuzu bir kaseye koyuyoruz.. püre haline getirdiğimiz sarmısağımızı, ufalanmış cevizimizi ve tuzumuzu ekliyoruz..En sonda kavurduğumuz malzemeleri de ilave edip karıştırıyoruz..Afiyet olsun..

23 Mayıs 2014 Cuma

İskender Kebap

    İskender kebabı deyince bende akan sular durur..O kadar çok severim yani :) Dışarıda da en sık yediğim yemeklerdendir kendileri.. Durum böyle olunca kolları sıvadım ve artık kendi iskenderimi kendim yapmaya karar verdim..Hem de lezzetli mi lezzetli..Bi o kadarda pratik ve kolay..İşin püf noktası aldığınız ette bu kısıma dikkat ederseniz kesinlikle çok başarılı bir iskender yemiş olacaksınız..


       İSKENDER KEBAP (6 KİŞİLİK)

      Malzemeler: 
    Döneri için:
      1 kg. antrikot
      250 gr. kıyma
      Karabiber
      Tuz
    Domates sosu için:
      200 ml.(1 kutu) domates püresi
      350 gr. domates sosu (eğer yazdan hazırladığınız domatesleriniz varsa kesinlikle süper oluyor)
      3 çorba kaşığı zeytinyağı
      Kekik ya da taze kekik
      Yarım su bardağı sıcak su

       Yapılışı: Antrikotu keserek 2 cm. kalınlığında yassı bir şekilde dikdörtgen hale getiriyoruz..Eğer siz yapamıyorsanız kasabınızdan bunu isteyebilirsiniz..Dikdörtgen hale gelmiş olan antrikotumuza elimizle tuz ve karabiberi iyice yediriyoruz..Ayrı bir kapta yine antrikottan çektirdiğimiz kıymayı 1'er tatlı kaşığı tuz ve karabiber ekleyerek hafifçe yoğuruyoruz..Açtığımız antrikotun üzerine bu yoğurmuş olduğumuz kıymayı rulo olacak şekilde yerleştiriyoruz..İşlemimiz bittikten sonra antrikotumuzu uzunlamasına rulo haline getiriyoruz..Daha sonra rulo yaptığımız etimizi önce yağlı kağıda sonra da streç filme sarıp 4 veya 5 saat buzlukta iyice donmasını bekliyoruz..Böylece kesim işlemimiz çok daha rahat olacak ve yaprak döner gibi dilimleyebileceğiz..
     Diğer bir yandan da sosumuzu hazırlayalım..Tavaya yukarıda yazdığım domates sosu malzemelerini koyup kısık ateşte iyice pişmesini bekliyoruz..Şimdi de iskenderimizin ekmeklerini yapmaya geldi..6 adet tırnak pideyi dilimleyip fırında 20 dk. kadar kurutuyoruz..Ekmekleri sulandrmak ve lezzetlendirmek amacıyla tavada tereyağını eritiyoruz..
      2 su bardağı yoğurdu çırparak krema kıvamına getiriyoruz..Yoğurdumuz oda sıcaklığında olursa daha uygun olacaktır..Buzluktan donmuş antrikotumuzu alıyoruz ve keskin bir bıçak yardımıyla döner şeklinde dilimliyoruz..Kestiğimiz döner parçalarını kızmış olan tavada arkalı önlü iyice kızartıyoruz..Sıra geldi servise..Pidelerimizi sunum yapacağımız tabağa koyup üzerine erittiğimiz tereyağını dökerek ıslatıyoruz..Ardından etlerimizi de ilave edip domates sosunu gezdiriyoruz..Yanına da yoğurdumuzu koyuyoruz ve afiyetle yiyoruz..



21 Mayıs 2014 Çarşamba

Çılgın Cake Popslar


      Son zamanlarda bir cake pops dur almış başını gidiyor..Ne kadar orijinalini yapmak için elimizde ki imkanlar sınırlı olsa da en azından çok benzerini bildiğimiz sık sık kullandığımız malzemelerden yapmak çok kolay..Yapım aşaması gerçekten çok keyifli..Süsleme sanatı ise tamamen sizin hayal gücünüze kalmış bir şey..İstiyorsanız şekerlerle, istiyorsanız şeker hamuruyla..Bende oğlumun doğum günü için sıvadım kolları..Ve böyle bir görüntü çıktı ortaya..



     Evde yapmış olduğunuz mutlaka klasik bir kek tarifi vardır..Ana malzememiz yapmış olduğumuz bu kek olacak..Ben kakaolu yapmayı tercih ettim..Sade de tercih edilebilir..Daha sonra kekimizi iyice ufalıyoruz..Bunun için robot kullanabiliriz..Keki yumuşatmak için ve kolay şekil almasını sağlamak amacıyla benmari usulü çikolata eritiyoruz..İsterseniz market çikolataları isterseniz de kuvertür çikolata..Erittiğimiz çikolatayı bir kutu süt kremasıyla karıştırıp, ufaladığımız kekin üstüne döküyoruz ve iyice yoğuruyoruz..Kek hamurumuzdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yusyuvarlak bir şekil veriyoruz..Şekillendirdiğimiz kekleri bir tepsiye dizip 1 saat buzdolabında soğumasını bekliyoruz..
        Sıra geldi üst bölümünü süslemeye..Ben üstleri için yine çikolata erittim sizde ister sütlü ister bitter isterseniz de beyaz çikolata eritebilirsiniz..Ya da renkli olmasını istiyorsanız çeşitli pudinglerle istediğiniz rengi verebilirsiniz..Lolipop saplarını erittiğimiz çikolataya batırıyoruz ve donmuş olan keklerimize saplıyoruz..Çatlatmamaya dikkat edin..Şimdi sıra keklerimizi bulamaya geldi..Yalnız bu işlemi hızlı yapın yoksa çikolata akıyo ve çirkin bir görüntü ortaya çıkıyor..Keki çikolataya bulayıp çekiyoruz ve hafifçe silkeliyoruz..Elimizde hafif soğutuyoruz akmaması için..Hafif soğuduktan sonra şekere bulayacaksanız üstlerine şeker serpeliyoruz ve resimdeki gibi bir platforma ya da ağzı geniş bir bardağa koyuyoruz..Yalnız şekerle süsleme işini çikolatamız tam donmadan yapalım ki şekerlerimiz iyice yapışsın..İstiyorsanız da Dr.Oetkerin glazur icing kaemlerini kullanabilirsiniz..Ben iki çeşitten de yaptım..Dedim ya süsleme sanatı tamamen size kalmış.. Konuşturun sanatınızı :)


20 Mayıs 2014 Salı

Yaşasın 1. yaşım


    Bebeğimin ilk doğum günü, elbette ki tüm anneler için ne kadar değerli ve önemliyse benim içinde öyleydi..Bir de ilk çocuk olunca :) Aslında ben ne kadar çabalasam da ne kadar emek sarf etsemde bebeğim bunu anlamayacak..Sanırım biraz da kendi zevklerimizi tatmin etmek için yapıyoruz böyle organizasyonları..Ama ileride buna bebeğinizin de şahit olmasını istiyorsanız bol bol fotoğraf ve video çekinmemiz gerekiyor kesinlikle..
    Aslında ilk yaş partimiz bizim birazcık acemiliğimize geldi diyebilirim..Tabi 2.yaş partimize kıyasla söylüyorum bunu..Mesela yeterli fotoğraf çekemediğim için fotoğraf olayını birazcık kısa kesmek zorunda kalacağım..Yine listeler hazırlandı , gelen konuklarıma vereceğim hediyeler tasarlandı ,sipariş verildi..Yapılacak yemekler ta bir hafta öncesinden hazırlanıp buzluğa atılabilenler buzluğa atıldı.. anlayacağınız bastı beni bir telaş :) 
    Biz doğum günlerimizi genelde ,evde aile içerisinde abartıya kaçmadan mütevazi bir şekilde yapıyoruz..Yine öyle oldu..Ben daha çok el emeğim olan şeyler yapmayı seviyorum ve sanırım bundan da acayip zevk alıyorum..Sanırım oğluma kendisini böyle özel hissettirebileceğimi düşünmemden kaynaklı bir şey..

 
     Mesela oğluma hediye olarak bu kasnaklardan yaptım..Gerçekten yapım aşaması çok keyifliydi..Duvarında da çok şık durdu :)

   
      Tabii ki gelen konuklarımızı da unutmadık..Onlara da bu küçük reçel kavanozlarından ve de oğlumun resmiyle süslediğim magnetlerden hediye ettim..


                                       Doğum günü soframızdan bir detay..




Şimdilik bu kadar 3.yaş partimizde görüşmek üzere inşallah :)

Zeytinyağlı Kuru Dolma

    ANTEP USULÜ
   
     Babam Antep'li olduğu için çok pişer bu yörenin yemekleri bizim evde.. Özellikle de zeytinyağlı kuru dolma , bayram sofralarımızın yardımcı yemeklerindendir.. Etlisinden ziyade ben zeytinyağlısına bayılıyorum, sanırım bol ekşili olduğundan.. E o zaman buyurun tarife geçelim:)


        Malzemeler: 2 su bardağı pirinç
         4 adet orta boy soğan
         1 baş sarımsak (mevsimiyse kesinlikle taze sarımsak kullanın derim)
         Dolu dolu 1.5 yemek kaşığı biber salçası (Bizim kurular antep'ten geldiği için acıydılar, eğer sizin kurularınız acı değilse biber salçasını daha fazla koyabilirsiniz)
         2.5 yemek kaşığı domates salçası
         karabiber
         tuz
         2 adet limon
         Nane
         Yarım bağ kuru biber 
         Yarım bağ kuru patlıcan
         Sıvı yağ

       Yapılışı: Önce tenceremize yağımızı soğan ve sarmısaklarımızı ekliyoruz..Renkleri şeffaflaşana kadar kavuruyoruz..Salçamızı da ilave edip biraz da salçayla kavuruyoruz kokusunun çıkması için..Daha sonra 1 adet limonun suyunu ilave ediyoruz.. Pirincimizi bolca yıkayıp harcımıza katıyoruz..pirinçlerle birlikte kavurma işlemimize devam ediyoruz..Pirinçlerin rengide şeffaflaşınca tuz ve kara biberimizi atıyoruz..1 su bardağı sıcak suyu tenceremize ilave edip kısık ateşte 2, 3 dk daha pişirip altını kapatıyoruz..Altını kapattıktan sonra da en son nanemizi ilave ediyoruz..Ayrı bir tencerenin yarısına kadar suyumuzu koyup kurularımızı içine atıyoruz ve 10 dk. civarında haşlıyoruz..Haşlanan kurularımızı bol suda yıkıyoruz..İçlerini doldururken yarısına kadar dolduruyoruz ve ağzını sıkıca kapatıyoruz..Doldurma işlemi bittikten sonra tencereye diziyoruz biraz su ekleyip 45 dk. kadar kısık ateşte pişiriyoruz..45 dk. sonra kapağımız açıp tenceremize 1 adet limonun suyunu ekleyip tekrar 15 dk. kadar daha pişiriyoruz..Pişme işlemi tamamlandıktan sonra eğer tenceremizde su kaldıysa suyu süzüp servise hazır hale getiriyoruz..Afiyet olsun..

19 Mayıs 2014 Pazartesi

Antep'e Yolculuk

    MEMLEKET HAVASI
     Antep , memleketim diye söylemiyorum gitmediyseniz bir an önce ayarlayın ve gidin derim.. Hoşgerçi benimde uzunca bir aradan sonra ikinci gidişim oldu..
     Gezilecek , görülecek çok yer var..Tadacağınız çok lezzet var bana kalırsa bir güne sıkıştırmayın derim..
     Biz de uzun bir planlamanın ardından Ankara'dan çıktık yola..yollar zaten çok güzel 7 saatlik bir yolculuğun ardından vardık Antep'e..Bizim Antep'te kalışımız biraz uzun sürdü amaç büyükleri ziyaretti çünkü.. bizde hem ziyaret hem de bol bol gezme yapalım dedik ve başladık Antep'i karış karış gezmeye :)
      Çocuklu bir bayan olunca ilk istikametimiz mecburi Gaziantep Hayvanat Bahçesi oldu..Türkiye'nin ve Ortadoğu'nun alan olarak birinci , Avrupa'nın ikinci , Dünya'nın ise üçüncü büyük hayvanat bahçesiymiş..Gerçekten o kadar büyüktü ki tüm günümüzü aldı diyebilirim..Peyzaj düzenlemesiyle, bol yeşilliğiyle bir o kadar da bakımlı olmasıyla benden tam puan aldı..İsterseniz at binme ve binicilik dersi de almanız mümkün..










      Ertesi gün Antep'in çarşısına gitmeye karar verdik..Erken kalkmamız gerekiyordu çünkü Katmerci Zekeriyya Usta'da katmer yiyecektik..küçük bir ekleme eğer sizinde böyle bir niyetiniz varsa saat on ikiden önce katmerinizi yemeniz gerekiyor..Odun ateşinde pişen katmerimizi ve çayımızı içtikten sonra Bakırcılar Çarşısına geçtik..500 yılı aşkın geçmişiyle, bakır işletmeciliğinin hala devam ediyor olmasıyla insanda hayranlık uyandıracak bir yer gerçekten..Eğer Antep'ten bir şeyler alayım diyorsanız kesinlikle alışveriş için gideceğiniz tek mekan diyebilirim..Çarşı gezilir de Tahmis Kahvecisine gidilmez mi? Burada da Menengiç kahvemizi içtik ve kaleye doğru yola koyulduk..Amacımız Emine Göğüş mutfak müzesine gidip kaleye çıkmaktı ama maalesef iki yerde kapalıydı..Bana da uzaktan kalenin fotoğraflarını çekmek düştü..Yine küçük bir dipnot karnınız acıktıysa kesinlikle İmam Çağdaş'a gidip yemek yiyin derim..Karnınızı doyurabileceğiniz bir diğer mekan ise Halil Usta..










      Mutfak müzesine gidemedik ama Oyuncak Müzesine gidebildik..İyiki de gitmişiz o kadar nostaljik o kadar sevimli bir yer ki her oyuncağın bir hikayesi var..Her yaştan insanın gidip küçük de olsa kendinden bir şeyler bulabileceği, eski zamanlara yolculuk edeceği bir yer..1830'lar dan günümüze kadar her yılın oyuncağı mevcut..


 













      Oyuncak Müzesiyle birlikte Çarşı serüvenimize de son vermiş bulunmaktayız.. Size, son olarak gitmenizi tavsiye edeceğim yer ise Botanik Park..Tabii bol bol vaktiniz varsa..Burada gözünüz emin olun yeşile doyacak..Zaten Antep'in bütün parkları çok bakımlı ve yemyeşil ama burası ayrı güzellikte bir yer..Bol bol fotoğraf çekinebileceğiniz bir mekan..çok büyük değil küçük ve sevimli bir park.. 








       Kısa bir özet geçmek gerekirse Antep gerek tarihi dokusuyla , gerek damak kültürü ve lezzetiyle, gerekse yemyeşil parklarıyla kesinlikle gidip görmeniz gereken şehirler arasında yerini almalı bence :)