16 Haziran 2014 Pazartesi

Beypazarı Yolcuları

       Ankara da yaşıyorum ve 24 yıllık hayatımda Beypazarı'na hiç gitmemiştim, ta ki geçen hafta sonuna kadar..Oraya gidip gördükten sonra bunca yıldır nasıl gitmedim bu şirin yere diye hayıflanmadım da değil hani..Ankara dan arabayla çıktık yola 100 km sonra vardık Beypazarı'na..Zaten gezebileceğiniz yer merkez olduğu için direkt merkeze geldik..İlk gümüşçüler çarşısına gittik ama koca çarşıda maalesef zevkime uygun tek bir şey bulamadım, çok da önemli değil açıkçası..
       Çarşıdan çıktık ve attık kendimizi dar ve sevimli Beypazarı sokaklarına..Burada istediğiniz gibi alışverişinizi yapabilirsiniz..Beypazarı'nın meşhur havuç suları,kuruları,pestilleri,evleri,güveçleri her şeyi burada bulabilirsiniz..

        Beypazarı'nın bütün sokakları ki özellikle resimde gördüğünüz sokak, girdiğiniz andan itibaren çok hoş Beypazarı kurusu kokar..Kokunun kaynağını arar durursunuz, almayacağınız da varsa o kokuyu teneffüs ettiğiniz anda kendinizi direkt bir dükkana girip kuru alırken buluvereceksiniz:)



       Bu simitlerin adı göz doyuran simitlermiş..Gerçekten bir hayli büyüklerdi..



        Eveet karnınız acıktı ne yiyeceksiniz? Gitmeden önce küçük bir araştırma yaptık ve bize Taş Mektep adlı tarihi bir mekanı önerdiler..Gerçekten çok memnun kaldık..Hem lezzetiyle hem de fiyatlarıyla çok uygundu..Burada klasik bir Beypazarı menüsü oluşturmuşlar fix menü diye geçiyor..İçerisinde tarhana çorbası,etli sarması,Beypazarı güveci,koca bir bardak ayranı ve de 80 katlı baklava yer almakta..Benim çok ama çok hoşuma gitti..Özellikle güvecin tadı bir harikaydı..


        
      Bahsettiğim fix menü..O kadar sabırsazlanmıştım ki yemek için resmini son anda telefonumla çekebildim:)

       
         80 katlı Beypazarı baklavası...


         Höşmerim ya da höşmelim.. zaten çok severim ama açıkçası buranın kini ayrı bir sevdim..Ben daha önce Konya da tadına bakmıştım ama yapılışları ve tatları çok farklıydı..Kesinlikle çok hafif ve insanı baymıyor..


         Karnımızı doyurduk ve gezintimize kaldığımız yerden devam ettik..

     
        Sokak arasında sevimli mi sevimli bir cami, İncili Camiymiş ismi de..Benim çok hoşuma gitti..



        Beypazarın da yaşanılan hayatlardan kısa bir kesit..






          Fotoğraf çekebileceğiniz en eğlenceli mekanlardan..Hediyelik eşya tarzı bir şey arıyorsanız kesinlikle burayı ziyaret etmelisiniz..ErdemliHan SanatEvi...



          Tarihi dokusuyla önem kazanan Beypazarı'ndan, yine tarihi dokular taşıyan eski bir kapı ve penceresi...



          Ve son olarak güneş tam da batmak üzereyken çıktık Hıdırlık Tepesine..Tüm Beypazarı'nı ayaklarınızın altına alırken bir yandan da semaverde çayınızı içiyorsunuz..Ben çok sevdim burayı hem havadar, hem manzara müthiş hem de bol bol fotoğraf çekme imkanı :)  

         Sanırım Haziranın ilk haftası burada festivaller düzenleniyormuş..Gitmeyi düşünüyorsanız bu tarihlere denk getirmeye çalışın derim..İyi eğlenceler..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder